Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatı
Burun estetiği estetik cerrahinin en zorlu alanlarından birini temsil eder. Dünya genelinde oldukça yaygın olarak tercih edilmektedir.
2018 yılında elde edilen istatistiklere göre ABD’de 200.000’den fazla rinoplasti operasyonu gerçekleştirilmiş ve bu da rinoplastiyi en sık yapılan üçüncü estetik ameliyat yapmıştır.
Bu cerrahi işlem hem doktorlar hem de hastalar için büyük bir dikkat gerektirir. Öyle ki rinoplasti plastik cerrahi içindeki en karmaşık prosedürlerden biri olarak kabul edilir.
Tanım |
Burnun estetik olarak yeniden şekillendirilmesi ve gerekirse nefes alma sorunlarının giderilmesi amacıyla yapılan cerrahi işlem.
|
Amaçları |
Burun şeklinin yüzde daha uyumlu hale getirilmesi; burun ucu, sırtı, delikleri ve genişliğinde iyileştirme yapılması; nefes alma sorunlarının giderilmesi.
|
Endikasyonları |
Burun kemerinin belirginliği, burun ucunda düşüklük veya genişlik, septum deviasyonu, burun sırtı veya kanatlarında asimetri, burun yapısının yüzde orantısız görünmesi.
|
Kontrendikasyonları |
Kanama bozuklukları, aktif enfeksiyonlar, ameliyat sonrası iyileşmeyi olumsuz etkileyebilecek sağlık sorunları.
|
Ameliyat Aşamaları | 1. Genel anestezi veya sedasyon uygulanır. 2. Açık veya kapalı teknikle burun yapısına ulaşılır. 3. Kıkırdak ve kemik yapılara müdahale edilerek burun şekillendirilir. 4. Kesiler kapatılır ve burun dışına bandaj, atel veya alçı uygulanır. |
Avantajları |
Hem estetik hem fonksiyonel sorunları tek seferde çözebilme; kişinin yüz yapısına uygun doğal bir burun görünümü elde etme imkânı.
|
Dezavantajları |
İyileşme süreci karmaşık olabilir; morluk, şişlik gibi yan etkiler ilk haftalarda belirgin olabilir; tam iyileşme süresi uzun (6-12 ay) sürebilir.
|
İyileşme Süreci |
İlk hafta burunda tampon veya atel olabilir; morluk ve şişlik 1-2 haftada azalır; tam iyileşme ve nihai görünüm 6-12 ay içinde gözlemlenir.
|
Olası Yan Etkiler ve Komplikasyonlar |
Enfeksiyon, kanama, burunda asimetri, skar dokusu oluşumu, nefes alma problemleri, burun yapısında çökme veya şekil bozuklukları.
|
Alternatif Yöntemler |
Geçici burun dolgusu (küçük asimetri veya hafif kemer düzeltilmesi için), ancak rinoplasti kadar kapsamlı ve kalıcı sonuç sağlamaz.
|
*Burun Estetiği için size en iyi şekilde dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı tavsiye ediyoruz.
Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir?
Rinoplasti estetik ve fonksiyonel iyileştirmeler sağlayan plastik cerrahi bir prosedürdür. Bu ameliyat burun yapısında estetik bir düzenleme yaparken aynı zamanda nefes alma işlevini de optimize eder. 1887’de tanımlanmış olmasına rağmen yöntemler ve teknikler zamanla büyük değişikliklere uğramıştır.
Modern rinoplastide esas odak noktası yüzün doğal oranlarına uyum sağlayacak şekilde burnun yeniden şekillendirilmesidir. Ameliyat burun dokularını yeniden konumlandırarak ve gerektiğinde eklemeler yaparak estetik bir görünüm kazandırmayı amaçlar. İşlem hem estetik hem de fonksiyonel sonuçları göz önünde bulundurarak planlanır.
Rinoplastinin zorlukları arasında her hastanın benzersiz yüz yapısı ve burun anatomisinin farklılıkları yer alır. Bu değişkenler cerrahların her operasyon için özelleştirilmiş bir yaklaşım geliştirmesini gerektirir. Ayrıca rinoplasti sonrası iyileşme süreci de her bireyde farklılık gösterir. Bu nedenle hastaların beklentileri ve sonuçları önceden net bir şekilde belirlenmelidir.
Rinoplasti sürecinin evrimi çeşitli cerrahların katkılarıyla şekillenmiştir. Bu cerrahlar arasında farklı isimler operasyon tekniklerine önemli yenilikler getirmişlerdir. Onların çalışmaları günümüz rinoplasti pratiklerinin temelini oluşturmuştur. Gelişmeler şunları içerir:
- Anatomik yapıların daha iyi anlaşılması
- Dikkatli küçültme ve greftleme tekniklerinin entegrasyonu
- Fonksiyonel ve estetik sonuçları optimize etme yöntemleri
Bu tür yenilikler daha tutarlı ve tatmin edici sonuçlar elde etmeyi mümkün kılmıştır. Rinoplasti sadece görünümü iyileştirmekle kalmaz aynı zamanda burun fonksiyonlarını korumak veya iyileştirmek için de kritik öneme sahiptir. Bu özellikle obstrüktif süreçler sonucu hava akımının azaldığı durumlarda belirgindir.
Rinoplastinin karmaşıklığı aynı zamanda ameliyatın ödüllendirici yönlerinden biridir. Her başarılı operasyon cerrahın becerisini ve hasta memnuniyetini artırır. Bu rinoplastinin sadece teknik bir işlem olmadığını aynı zamanda yüksek düzeyde sanatsal bir yön taşıdığını gösterir.
Anatomik Yapılar ve İşlevleri
Burun estetiği operasyonları burun anatomisinin kompleks yapısını gerektirir. Rinoplasti öncesi cerrahların burnun her bir kısmının fonksiyonunu ve yapısal özelliklerini iyi anlaması şarttır. Bu anlayış operasyonun başarısını doğrudan etkiler.
Burun hem estetik hem de fonksiyonel bir organdır. Üst kısım orta ve alt bölümler olmak üzere üç ana bölüme ayrılır. Her bölüm özgül yapısal ve işlevsel özelliklere sahiptir.
Üst Üçte Birlik Kısım:
- Kemikli yapılardan oluşur.
- Çift nazal kemikler ve maksilla’nın frontal çıkıntısı burayı tanımlar.
- Bu bölge burnun genel şeklini belirler.
Orta Üçte Birlik Kısım:
- Üst lateral kıkırdaklar tarafından oluşturulur.
- Bu kıkırdaklar nazal kemiklerle kilit taşı alanını oluşturur.
- Dorsal konturun estetiği bu alanda şekillenir.
Alt Üçte Birlik Kısım:
- Medial orta ve lateral kruslardan oluşan alt lateral kıkırdaklar bulunur.
- Bu kıkırdaklar burun ucunun şekil ve boyutunu belirler.
- Dış burun valfleri bu kıkırdaklar tarafından desteklenir.
Burun kasları SMAS adı verilen yüzeyel muskül-aponevrotik sistem içinde bütünleşmiş şekilde çalışır. Bu kaslar burun hareketlerini sağlar ve yüz mimiklerine katkıda bulunur. Özellikle nazalis, levator labii aleque nasi ve depressor septi kasları burun fonksiyonları için hayati önem taşır.
Burun Kasları:
- Nazalis
- Levator labii aleque nasi
- Depressor septi
Burun derisi ve yumuşak dokusu SSTE olarak bilinir ve bölgesel farklılıklar gösterir. Rhinion bölgesi en ince doku ile kaplıdır bu durum cerrahi sırasında dikkatli olunmasını gerektirir. Cinsiyet yaş ve etnik köken gibi faktörler bu dokunun kalınlığını etkiler.
Deri ve Yumuşak Doku Zarfı (SSTE):
- En ince bölge: Rhinion
- Orta kalınlıkta bölge: Üst bölüm
- En kalın bölge: Alt bölüm
Septum burun boşluğunun orta hattında yer alan kritik bir yapıdır. İki burun deliğini ayırır ve burun için ana destek sağlar. Septum kıkırdaklı ve kemikli bileşenlerden oluşur ve burun cerrahisinde greft toplanması için temel bir kaynaktır. Bu yapı iç burun valfi ile burundaki hava akışını düzenler.
Septum:
- Kıkırdaklı bileşen
- Kemikli bileşen
Konkalar burun içindeki kemikli çıkıntılardır ve mukoza ile kaplıdır. Bu yapılar havanın nemlendirilmesi ısıtılması ve temizlenmesinde görev alır. Ayrıca hava akışını düzenlerler ve rinit veya septal deviasyon gibi durumlarda turbinat hipertrofisine yol açabilirler.
Konkalar:
- Üst konkalar
- Orta konkalar
- Alt konkalar
Burun zengin bir kan akışına sahiptir. Ana burun arterleri geniş bir anastomoz ağı oluşturur ve operasyon sırasında geniş çaplı doku zayıflatmalarını destekler. Venöz drenaj çoğunlukla fasiyal vene anastomoz yapar bu da burun kanamalarının yönetiminde önemli bir rol oynar.
Burun Estetiği Ne Zaman Uygulanmalıdır?
Fiziksel Sorunlar | Burun eğriliği, şekil bozukluğu, travma sonrası deformasyon veya doğuştan gelen burun anomalilerinin varlığı. |
Fonksiyonel Problemler | Burun tıkanıklığı, septum deviasyonu veya solunum zorluklarına yol açan yapısal bozukluklar. |
Estetik Kaygılar | Kişinin burnunun görünümünden rahatsızlık duyması ve bu durumun psikolojik rahatsızlığa neden olması. |
Tam Yüz Gelişiminin Sağlanması | Rinoplasti için yüz gelişiminin tamamlanmış olması gerekir (genellikle kadınlarda 18-19, erkeklerde 19-20 yaş). |
Revizyon Ameliyatı İhtiyacı | Önceki burun ameliyatının başarısız olması ya da beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkması durumunda. |
Tıbbi Durumların Uygunluğu | Genel sağlık durumunun operasyon için elverişli olması (örneğin ciddi bir kronik hastalığın olmaması). |
Burun estetiği birçok birey için önemli bir karar noktasıdır. Bu ameliyatın zamanlaması hem estetik hem de fonksiyonel sonuçlar açısından kritik öneme sahiptir. İdeal zaman bireyin fiziksel olgunluğa eriştiği ve burun yapısının büyümesinin tamamlandığı dönemdir. Böylece ameliyat sonrası burun formunun stabil kalması sağlanır.
Erkekler ve kadınlar için olgunluk yaşı farklılık gösterir. Kadınlar genellikle daha erken yaşta bu olgunluğa ulaşırken erkekler biraz daha geç olgunlaşır. Bu farklılıklar cerrahi müdahalenin zamanlaması için belirleyici olabilir.
- Kadınlar için ideal yaş: Yaklaşık 18 yaşında.
- Erkekler için ideal yaş: Yaklaşık 20 yaşında.
Bu yaşlar burun yapılarının büyük ölçüde gelişimini tamamlamış olduğu ve daha fazla değişikliğe uğramayacağı anlamına gelir. Erken yaşta yapılan bir rinoplasti büyüme devam ederken istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Burun yapısının tam olarak gelişmemiş olması ameliyatın estetik ve fonksiyonel hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir.
Ameliyat öncesinde yapılan kapsamlı değerlendirmeler cerrahın hastanın burun yapısının gelişim durumunu ve ameliyat için uygun olup olmadığını belirlemesine olanak tanır. Hastanın medikal geçmişi genetik faktörler ve fiziksel gelişim bu değerlendirme sürecinin ayrılmaz parçalarıdır.
Cerrahi müdahale kararı alındığında hastanın hem fiziksel hem de psikolojik olarak bu operasyona hazır olduğundan emin olunmalıdır. Hastanın beklentileri yaşam tarzı ve sosyal çevresi göz önünde bulundurularak ameliyatın zamanlaması için bireysel bir planlama yapılmalıdır.
Burun estetiğinin zamanlaması yalnızca fiziksel uygunlukla sınırlı değildir. Hastanın duygusal olgunluğu ve ameliyat sonrası sürece uyum sağlama kapasitesi de büyük önem taşır. Bu nedenle cerrahi müdahaleye karar vermeden önce hastalarla yapılan derinlemesine görüşmeler bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.
Hangi Durumlarda Burun Estetiği Yapılamaz?
Rinoplasti bazı bireyler için uygun olmayabilir. Bazı durumlar ve sağlık sorunları bu cerrahi işlem için kontrendikasyonlar oluşturur. İlk olarak duygusal dengesizlik gösteren veya gerçekçi olmayan beklentilere sahip hastalar bu operasyon için uygun adaylar değildir. Vücut Dismorfik Bozukluğu olan hastalar da bu gruba dahildir. Bu bozukluk bireylerin küçük veya hayali kusurlar konusunda aşırı takıntılı hale gelmelerine neden olur. Böyle bir durumun varlığı rinoplasti sonrasında memnuniyetsizlik riskini artırır.
Kontrendikasyonlar:
- Dengesiz ruh hali veya gerçekçi olmayan beklentiler
- Vücut Dismorfik Bozukluğu (BDD)
İkinci bir önemli kontrendikasyon obstrüktif uyku apnesidir. Bu solunum bozukluğu uyku sırasında tekrarlayan hava yolu tıkanıklığı ile karakterizedir. Rinoplasti öncesi bu hastalığa sahip bireylerin yüksek peroperatif komplikasyon riski taşıdıkları bilinmektedir. Bu nedenle bu tür hastalara operasyon öncesi gerekli tedbirler alınmalıdır.
Kontrendikasyonlar:
- Obstrüktif uyku apnesi
Üçüncüsü aktif kokain kullanımı olan bireyler rinoplasti için uygun adaylar değildir. Kokain kullanımı burun mukozasında ciddi hasara yol açabilir. Kronik kullanım sonucu ortaya çıkan mukozal iltihap ve septal perforasyon cerrahi sonrası komplikasyonları artırır ve iyileşmeyi zorlaştırır.
Kontrendikasyonlar:
- Aktif kokain kullanımı
Dördüncü olarak cerrahi müdahaleye bağlı komplikasyon riskini artırabilecek bazı tıbbi durumlar vardır. Bunlar arasında kanama bozuklukları bulunur. Pıhtılaşma ile ilgili sorunlar ameliyat sırasında ve sonrasında ciddi problemlere yol açabilir.
Kontrendikasyonlar:
- Kanama bozuklukları
Son olarak daha önce rinoplasti operasyonu geçiren ve sonuçlardan memnun kalmayan hastalar tekrar bir operasyon için en az bir yıl beklemelidir. Bu süre dokuların tamamen iyileşmesini ve yeni bir müdahalenin daha sağlıklı bir şekilde planlanmasını sağlar.
Bu kontrendikasyonlar rinoplasti prosedürünün güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için dikkate alınmalıdır. Hastaların ve cerrahların bu riskleri minimize etmek için gerekli önlemleri alması önem taşır. Bu şekilde hem cerrahi sonuçların kalitesi artırılabilir hem de hastaların memnuniyeti maksimize edilebilir.
Rinoplasti Ameliyatında Kullanılan Anestezi Yöntemleri Nelerdir?
Kapalı rinoplasti sırasında hastalar genelde genel anestezi veya lokal anestezi ve sedasyon altında tedavi olur. Bu seçenekler hastanın konforunu maksimize ederken cerrahi müdahale sırasında ağrısız bir deneyim sağlar. İşlem başlamadan önce infiltrasyon anestezisi uygulanır; bu adım hem burun bölgesini uyuşturur hem de operasyon alanını kansız hale getirir.
- Anestezi için kullanılan çözelti %1 lidokain içerir ve epinefrin ile seyreltilir.
- Burun bölgesine 5 ml ile 10 ml arasında çözelti enjekte edilir.
Öncesinde lokal bir vazokonstriktör olan oksimetazolin burun mukozasına uygulanarak damarların daralması teşvik edilir. Bu uygulama operasyon sırasında kanamanın azaltılmasına yardımcı olur. İnfiltrasyon genellikle burun kökünden başlatılır ve lateral burun duvarlarına kadar uzanır. Bu süreçte ana damar ve sinirler korunurken burun yapısında bozulma en aza indirilir. İnfiltrasyon sırasında mukozal bölgelere de özen gösterilir.
İnfiltrasyon yapılacak bölgeler:
- Lateral burun duvarları
- Kolumella
- Maksiller ark
Septal rekonstrüksiyon veya kıkırdak hasadı gibi ileri prosedürlerde septal mukozaya yapılan infiltrasyon kanamayı önler ve daha etkili bir diseksiyon sağlar. Sonrasında burun kılları temizlenir ve burun mukozası antiseptik bir solüsyonla dezenfekte edilir. Bu hazırlık aşaması cerrahi alanın steril kalmasını garanti altına alır ve enfeksiyon riskini minimize eder.
Rinoplasti Ameliyatında Kullanılan Kesi Teknikleri
Rinoplasti sırasında kullanılan kesim teknikleri cerrahın burun yapısını detaylı bir şekilde düzenlemesine olanak tanır. Özellikle burun ucu şekillendirme esnasında tercih edilen teknikler farklılık gösterir. İki ana kesim tekniği vardır:
- Trans-kartilajinöz kesi
- İnterkartilajinöz kesi
Trans-kartilajinöz kesim genellikle burun ucunun daha dolgun görünmesini gerektiren durumlarda uygulanır. Bu yöntemle alt lateral kıkırdak kesilirken operasyon sonrası istenilen estetik görünüm sağlanır. Kesimden sonra dokuların daha iyi manipüle edilebilmesi için mukozalar özenle çevrilir ve gereksiz kıkırdak dokusu çıkarılır. Burun ucunun yapısını desteklemek ve çökmesini engellemek için belirli bir kıkırdak miktarı korunur.
İnterkartilajinöz kesim ise üst ve alt lateral kıkırdaklar arasındaki bölgeye uygulanır. Bu teknik daha çok burun ucunun ince ayarlarının yapılması gerektiğinde tercih edilir. Marjinal ve interkartilajinöz kesimler burun ucunun daha hassas düzenlemeler için bir araya getirilir. Soft dokuların kesim yerlerinden sıyrılması kıkırdakların daha rahat çıkarılabilmesini ve şekillendirilebilmesini sağlar. İşlem sonrasında kıkırdak üzerinde yapılan değişiklikler burun yapısının doğal görünümünü korumaya yardımcı olur.
Burun Sırtı Bölgesinin Yönetimi Nasıl Yapılır?
Rinoplasti sürecinde sırt bölgesinin değerlendirilmesi ve düzenlenmesi kritik öneme sahiptir. Eğer bir sırt hörgücü varsa bu ya kıkırdaklı kemikli ya da her ikisinin kombinasyonundan oluşan karma bir yapıdadır. Buna göre tedavi yöntemleri belirlenir. Sırtın azaltılması gereken durumlarda çeşitli teknikler devreye girer:
- Kemikli yapıların azaltılmasında cerrah tarafından törpü osteotomi ya da ultrasonik araçlar kullanılabilir. İşlem sonrası sırt bölgesi pürüzsüz ve düz olmalıdır.
- Kıkırdaklı sırtlar bağlantı durumlarına bakılmaksızın kesilebilir. Cerrah bu işlem sırasında kubbe çökmesi gibi komplikasyonları önlemek adına aşırı doku çıkarmamaya özen göstermelidir.
Sırt yükseltme işlemleri ise özellikle yapısal bozuklukların düzeltilmesi amacıyla uygulanır. Bu işlemler rinoplasti sırasında sıklıkla tercih edilen yöntemlerdendir. Güçlendirme ve kontur düzeltme işlemleri için kullanılan malzemeler şunlardır:
- Otolog veya homolog kemik ve kıkırdak dokusu
- Sentetik implantlar; silikon ve Gore-Tex gibi materyaller tercih edilebilir.
Her ne kadar sentetik implantlar bazı durumlarda kullanışlı olsa da otolog doku bulunuyorsa bu daha güvenli bir tercih olarak öne çıkar. İmplantlarla ilgili enfeksiyon ve doku kaybı gibi riskler mevcuttur. Bu nedenle her tedavi adımı titizlikle planlanmalı ve uygulanmalıdır. Rinoplasti işlemleri yalnızca estetik değil fonksiyonel iyileştirmeleri de hedefler.
Rinoplasti Ameliyatı Sırasında Lateral Osteotomilerin Rolü Nedir?
Rinoplasti sırasında lateral osteotomiler burun estetiğini iyileştirmek amacıyla uygulanan önemli cerrahi tekniklerdendir. Bu işlemler özellikle burun kubbesinin geniş olduğu durumlarda veya burun yapısında doğal eğriliklerin düzeltilmesi gerektiğinde devreye girer. Eğer hastanın burun yapısında açık tavan deformitesi varsa cerrah bu deformiteyi düzeltmek için lateral osteotomilere başvurabilir. Bu teknikle burnun estetik dorsal hatları korunurken simetri ve işlevsellik sağlanır.
Lateral osteotomiler şu şekillerde gerçekleştirilebilir:
- İçeriden burun mukozası yoluyla
- Dışarıdan cildi keserek ve ince bir osteotom aracılığıyla
Bu yöntemler özellikle burun kemiğinin yeniden şekillendirilmesi ve düzgün bir yüz profili elde edilmesi için tercih edilir. İşlem sırasında uygulanan baskı greenstick kırığı oluşturur ve burun kemiklerinin yeni pozisyonlarına yerleştirilmesine yardımcı olur. Lateral osteotomiler genellikle maksillanın frontal süreci ile burun kemiği arasındaki birleşme noktasında kemiğin ince olduğu bölgelerde yapılır.
Bu tekniklerin uygulanmasında bazı kontrendikasyonlar bulunmaktadır. Özellikle ince veya kısa burun kemiklerine sahip hastalarda lateral osteotomiler riskli olabilir. Bu durumlar dikkate alınarak cerrah özellikle dikkatli olmalıdır. Uygun hastalarda yapıldığında lateral osteotomiler etkili sonuçlar sunar ve hastaların yüz estetiğinde önemli iyileşmeler sağlayabilir.
Rinoplasti ve Septoplasti Ameliyatı Süreçleri
Rinoplasti ve septoplasti tedavileri burun yapısında estetik ve işlevsel iyileştirmeler sağlar. İlk olarak septoplasti işlemiyle başlanır; septum deviasyonunun düzeltilmesi esastır. Bu işlem sırasında septumun düzgün bir şekilde görülebilmesi için bilateral mukoperikondrial flepler kaldırılır. Anterior septal açının belirlenmesiyle birlikte kıkırdak üzerinde bir kesi yapılarak subperikondrial düzlem açığa çıkarılır. Bu aşama sonrasında Cottle elevatörü ile mukoperikondrial flepler septal kıkırdaktan ayrılır. Kıkırdak çıkarılma süreci neşter ve Ballenger döner bıçak ile tamamlanır. İşlem sırasında septal çökme riskini en aza indirmek için belirli bir miktar septal kıkırdak korunur.
Septoplasti sonrası rinoplastiye geçilir. Burada septum ve üst lateral kıkırdaklar arasında daha geniş bir alan oluşturulması amaçlanır. Bu amaçla Sheen tarafından tanımlanan spreader greftler kullanılır:
- Septum ile üst lateral kıkırdaklar arasına yerleştirilir.
- Nazal valfin açısını artırmak için genişlik sağlar.
- Estetik dorsal hatları iyileştirebilir.
Spreader greftlerin yerleştirilmesi için önceden Cottle elevatörü ile bir septal “tünel” hazırlanır. Bu tünelden sonra greftlerin yerleştirilmesi için greftler altta ve üstte kesilmemiş septumla sabitlenir. Bu işlem doğru konumlandırma için titizlik gerektirir ve yanlış yerleştirme estetik ve işlevsel sorunlara yol açabilir. İşlemler tamamlandıktan sonra oluşabilecek ölü boşlukları kapatmak için mattress sütürler kullanılır. Bu süreçler burun fonksiyonlarını ve görünümünü iyileştirmeyi hedefler.
Rinoplasti Ameliyatında Burun Ucu Modifikasyonları Nasıl Yapılır?
Burun ucu düzenlemeleri rinoplastide önemli bir yere sahiptir. Estetik ve fonksiyonel iyileştirmeler sağlar. İşlem sırasında bir dizi teknik kullanılır bunlar arasında projeksiyon ve rotasyon ayarlamaları yer alır. Bu tekniklerle burun ucunun estetik görünümü ve işlevselliği optimize edilir.
Projeksiyon azaltma veya artırma işlemleri burun ucunun yüz profiline uyumunu sağlamak için uygulanır. Projeksiyonu azaltmak amacıyla lateral ve medial kruslar kısaltılırken projeksiyonu artırmak için çeşitli greftler kullanılır.
- Kolumella strut yerleşimi medial krusları destekleyerek projeksiyonu artırır.
- Septal kıkırdaktan yapılan bir greft uç projeksiyonunu güçlendirmek için medial kruslar arasına yerleştirilir.
- Septal uzatma grefti alt lateral kıkırdaklar arasına yerleştirilerek hem projeksiyonu artırır hem de rotasyonu etkiler.
Uç rotasyonu ayarları hastanın yüz harmonisine katkıda bulunur. Burun ucunun yukarı veya aşağı hareketi nazolabial açıyı değiştirir ve bu da yüz ifadesine önemli etkiler yapar.
- Alt lateral kıkırdakların sefalik kesimi ucun doğal yükselmesine yardımcı olur.
- Septal kaudal kesimi nazolabial açıyı düzenlerken projeksiyonu azaltabilir.
Uç şekillendirme için kullanılan dikiş teknikleri burun ucunun konturunu ve dengesini iyileştirir.
- Transdomal dikiş kubbeleri birbirine yaklaştırarak uç genişliğini daraltır ve projeksiyonu artırır.
- Interdomal dikiş alt lateral kıkırdakların kubbeleri arasına yerleştirilir uç genişliğini daraltır ve projeksiyonu güçlendirir.
Rinoplasti İşlemlerinde Türbinektomi Tedavisi
Alt konka hipertrofisi burun içinde rastlanan bir sorundur ve hava yolunu tıkayabilir. Tedavi tıkanıklık düzeyine göre değişir. Bu problemin yönetimi için çeşitli cerrahi teknikler tercih edilir:
- Submukoz türbinektomi,
- Türbinoplasti,
- Radyofrekans,
Eğer valvüler sorunlar veya septum deviasyonu gibi diğer burun içi yapısal problemler önceden çözülmüşse konka dış kırığı yöntemi hava yolu boyutunu artırmak için yeterli olabilir. Bu durum hastanın nefes alma kapasitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.
Rinoplasti Sonrası Kapatma ve Pansuman Teknikleri
Rinoplasti sonrasında mukozal kesilerin kapatılması büyük önem taşır. İyileşme sürecini hızlandırmak için emilebilir dikişler kullanılır. Bu dikişler dokuların daha çabuk birleşmesini ve operasyon alanının stabil kalmasını sağlar. İşlem sonrası septum desteklenmesi gerekir ki bu da Silastic splintler ile sağlanır. Splintler septumun her iki tarafına yerleştirilir ve özenle dikilir. Bu splintler:
- Septal desteği artırır,
- Mukozal iyileşmeyi teşvik eder.
Operasyonun tamamlanmasının ardından burun dorsumu kağıt bantlar ile örtülür. Bu bantlar:
- Yapıyı korur,
- Şişliği kontrol altında tutar.
Bu bantlar yedi gün sonra dikkatlice çıkarılır. Bu süreç hem estetik hem de fonksiyonel iyileşmeyi destekler.
Rinoplasti Sırasında Karşılaşılabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?
Rinoplasti burun yapısında estetik ve fonksiyonel iyileştirmeler sağlamak amacıyla gerçekleştirilen karmaşık bir cerrahi işlemdir. Bu süreçte iyileşme dönemi önemli bir rol oynar çünkü çeşitli komplikasyonlar meydana gelebilir. Bu komplikasyonlar genellikle tahmin edilemez ve her bireyde farklı reaksiyonlar gösterebilir. İstenmeyen sonuçlar bazen cerrahın bile öngöremeyeceği şekilde ortaya çıkabilir. Bu durumlar genellikle şu başlıklar altında toplanır:
- Hemorajik komplikasyonlar
- Enfeksiyöz komplikasyonlar
- Travmatik komplikasyonlar
- Fonksiyonel sorunlar
- Estetik problemler
Her ne kadar ciddi sağlık sorunlarına yol açma ihtimali düşük olsa da bu tür komplikasyonlar hasta için sosyal ve psikolojik zorluklara neden olabilir. Ayrıca cerrahi müdahaleler özellikle estetik kaygılarla yapıldığında hastanın beklentilerini karşılamama riski taşır. Bu durum cerrah için yasal problemlere yol açabilir. Rinoplasti sonrası dönem bu yüzden dikkatli bir takip gerektirir.
Burun Estetiği Sonrası Kanama Komplikasyonları Nasıl Yönetilir?
Burun estetiği sonrası karşılaşılan yaygın sorunlardan biri kanamadır. Bu komplikasyon genellikle hafif seyir gösterir. Hastanın başının yüksek tutulması burun için dekonjestan uygulaması ve kompresyon yöntemleri ile kanama kontrol altına alınabilir. Şayet bu önlemler yetersiz kalırsa ön tampon kullanımı gerekebilir.
Kanamanın devam etmesi halinde durum daha dikkatli bir inceleme gerektirir:
- Ön tampon yeterli gelmezse arka kanama olasılığı değerlendirilmeli ve gerekirse arka tampon uygulanmalıdır.
- Şiddetli ve kontrol altına alınamayan kanamalar için endoskopik müdahale veya anjiyografik embolizasyon yöntemleri devreye sokulabilir.
Septal hematoma dikkat edilmesi gereken başka bir durumdur:
- Bu durum burun septumunda oluşan ve acil müdahale gerektiren hassas bir kitledir.
- Ağrı ateş koku kaybı ve nefes almakta güçlük gibi belirtilerle kendini gösterir.
- Enfeksiyon riskini ve kalıcı hasarı önlemek için erken dönemde müdahale şarttır.
Septal hematom tedavisinde uygulanan adımlar:
- Hematomun boşaltılması,
- İşlem sonrası ön tampon yerleştirilmesi,
- Hasta 24 saat sonra tekrar kontrol edilmelidir.
- Eğer septal apse şüphesi varsa antibiyotik tedavisi başlatılmalıdır.
Son olarak kanama komplikasyonlarını azaltmak için traneksamik asit gibi anti-fibrinolitik ilaçların kullanımı üzerine çalışmalar sürmektedir:
- Bu ilaç ameliyat öncesi intravenöz yolla verilerek kanamayı azaltma potansiyeline sahiptir.
- Aynı zamanda göz çevresindeki ödem ve morlukların oluşumunu da engelleyebilir.
Burun Estetiği Sonrası Enfeksiyon Riskleri Nelerdir?
Burun estetiği sonrasında enfeksiyonlar nadiren görülse de çeşitlilik gösterir. Enfeksiyonlar hafif cilt sorunlarından başlayarak daha ciddi sağlık problemlerine kadar ilerleyebilir. Örneğin erken dönemde karşılaşılan selülit genellikle antibiyotiklere iyi yanıt verir. Ancak selülitin ilerlememesi için hastanın durumu sürekli izlenmelidir.
Erken Dönem Enfeksiyonlar:
- Selülit: Ciltte kızarıklık ve şişlik ile kendini gösterir.
- Septal apse: Genellikle tedavi edilmemiş bir hematomun sonucu olarak ortaya çıkar ve antibiyotiklerle cerrahi drenaj gerektirir.
Septal apseler septumda burun ucunda veya dorsumda görülebilir. Tedavi sürecinde kullanılan antibiyotikler ve drenaj enfeksiyonun daha büyük sağlık sorunlarına dönüşmesini önlemek için kritik öneme sahiptir. Ciddi enfeksiyonlar vakaların yüzde birinden daha azında meydana gelir. Bu tür durumlarda doku nekrozu veya toksik şok sendromu gibi ciddi komplikasyonlar yaşanabilir. Bu komplikasyonları önlemek için hızlı ve etkili müdahale şarttır.
Ciddi Enfeksiyöz Süreçler:
- Doku nekrozu: Dokunun ölmesine neden olabilir.
- Toksik şok sendromu: Hayatı tehdit eden bir durumdur.
Erken müdahale intravenöz antibiyotik tedavisi ve hızlı doku debridmanı bu ciddi sağlık sorunlarının önlenmesinde hayati rol oynar. Profilaktik antibiyotik kullanımı postoperatif enfeksiyon riskini azaltma konusunda faydalı olabilir. Ancak antibiyotik kullanımının süresi konusunda kesin bir fikir birliği yoktur. DSÖ düşük enfeksiyon riski nedeniyle operasyondan sonra 24 saatten fazla antibiyotik kullanımını önermemektedir. Bu süre zarfında yapılan dikkatli gözlemler olası enfeksiyon belirtilerini erkenden tespit edip uygun tedavi yöntemlerini uygulamak için önemlidir.
Burun Estetiği Sonrası Travma Komplikasyonları Nelerdir?
Burun estetiği sonrasında bazı travmatik komplikasyonlar görülebilir. Bunlar arasında en belirgin olanları şunlardır:
- L-strut bölgesine zarar vermek. Bu durum septal deformiteler ve çökmelere yol açabilir.
- Kafa içi yaralanmalar. Bu tür yaralanmalar çok nadir görülse de ciddi sonuçlar doğurabilir.
Septal yaralanmalar genellikle ameliyat sırasında fark edilmezse deformiteler zamanla ortaya çıkar. Bu deformasyonlar için çoğu zaman ikincil müdahaleler gereklidir. Eğer yaralanma ameliyat sırasında teşhis edilirse doku kapatılmadan önce onarılmalıdır. Kafa içi yaralanmalar ise beyin omurilik sıvısının sızmasına ve bu durum burun akıntısı ile baş ağrılarına neden olabilir. Bu tip bir komplikasyon acil tıbbi müdahale gerektirir ve hastanın hemen hastaneye yatırılması ve nöroşirurjik bir değerlendirme yapılması şarttır. Bu durumlar dikkatle ele alınmalı ve mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmelidir.
Burun Estetiğinde Lakrimal Kanalların Zarar Görmesi Nasıl Ele Alınır?
Burun estetiği sonrasında karşılaşılabilecek sorunlardan biri lakrimal kanalların zarar görmesidir. Özellikle lateral osteotomiler sırasında bu tür bir yaralanma meydana gelebilir. İşlem sonrası ödemin lakrimal kanallara baskı yapması epifora olarak bilinen gözyaşı akıntısına neden olur. Bu durum genellikle ilk birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı durumlarda tedavi için ek müdahaleler gerekebilir:
- Kanal entübasyonu: Kalıcı gözyaşı sorunları için uygulanabilir.
- Tıbbi takip: Ödemin azalmasını beklemek ve durumu değerlendirmek amacıyla yapılır.
Bu komplikasyonların farkında olmak ve erken müdahale olası kalıcı hasarları önlemek açısından kritiktir.
Burun Estetiği Sonrası Karşılaşılan Fonksiyonel Sorunlar Nelerdir?
Septal perforasyon burun estetiği operasyonlarından sonra ortaya çıkabilen bir komplikasyondur. Mukoperikondriyal fleplerdeki yırtıklar veya septal hematoma bağlı oluşabilir. Perforasyonlar küçükten büyüğe değişir ve semptomların şiddeti perforasyonun büyüklüğüne göre değişkenlik gösterir. Küçük perforasyonlar genellikle belirgin semptomlara neden olmazken büyük perforasyonlar ciddi hava akımı sorunlarına yol açabilir. Bu durumlar epistaksi ve rinit gibi sorunları tetikleyebilir.
- Küçük perforasyonlar genellikle tedavi gerektirmez.
- Büyük perforasyonlar ise cerrahi müdahale gerektirir ve nüks etme riski taşır.
Burun yapışıklıkları estetik operasyonlar sonrasında karşılaşılan başka bir fonksiyonel problem olarak öne çıkar. Mukozal yüzeylerin aşınmasıyla meydana gelir ve septoplasti işlemleri sırasında önlemek için Silastic atel kullanılabilir. Eğer operasyon sonrası sineşi tespit edilirse cerrahi yolla ayrılması gerekir.
Rinit ise genellikle geçici bir komplikasyon olarak değerlendirilir. Hava yolu tıkanıklığının giderilmesi sonrasında ortaya çıkabilir. Burun akıntısı kuruluk ve nefes alma zorlukları en sık rastlanan belirtilerdir. Bu durum genellikle topikal tedavilerle kontrol altına alınabilir. Eğer burun akıntısı devam ederse beyin omurilik sıvısı sızıntısı ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
Burun Estetiği Sonrası Ortaya Çıkan Estetik Sorunlar Nelerdir?
Burun estetiği sonrasında bazı hastalar geç komplikasyonlar yaşayabilir. Uç bölgesi özellikle risk altındadır. Burada asimetri ve deformiteler greftleme işlemlerinin sonucu olarak gelişebilir. Bu sorunlar cilt kalınlığı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Ayrıca kullanılan greft miktarı ve fiksasyon teknikleri de etkilidir. İlk operasyondan sonra en az bir yıl beklenmelidir çünkü erken müdahale iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.
Dorsal bölgede görülen komplikasyonlar ise daha çeşitlidir:
- Septal kıkırdağın aşırı veya yetersiz rezeksiyonu sonucu ortaya çıkan sorunlar
- Rezidüel kambur
- Orta tonoz çökmesi
- Pollybeak deformitesi
Pollybeak deformitesi supratip bölgede dışbükey bir yapı oluşumu ile karakterizedir ve genellikle kıkırdaklı dorsumun aşırı alınması sonucunda gelişir. Skar dokusu oluşumu bu bölgede pollybeak deformitesine yol açabilir. Bu durum genellikle Triamsinolon enjeksiyonu ve bantlama ile tedavi edilir ancak başarısız olursa cerrahi müdahale gerekebilir.
Ayrıca skar dokusu oluşmaması durumunda yumuşak doku zarfı daralabilir. Bu burun tonozunun çökmesine ve eyer burun deformitesine yol açabilir. Bu tür bir durumda genel bulgular şunlardır:
- Çökük orta tonoz
- Uç çıkıntısı ve aşırı rotasyon
- Kolumella retraksiyonu
- Alar taban genişlemesi
Bunlar nefes alma sorunlarına da neden olabilir. Tedavi genellikle septal bütünlüğü ve dorsal destek sağlamak için gereken greftlemelerle yapılır. Bu greftler çoğunlukla hastanın kendi dokusundan sağlanan otolog malzeme ile gerçekleştirilir. Nadir durumlarda kaburga greftleri kullanılabilir.
Rinoplasti Neden Klinik Açıdan Önemlidir?
Rinoplasti hem estetik hem de fonksiyonel iyileştirmeler sunarak hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Operasyon sonucunda hastalar daha simetrik bir burun yapısına kavuşurken solunum fonksiyonlarındaki düzelme sayesinde daha rahat nefes alabilirler. Bu süreçte cerrahın deneyimi sonuçların başarısında belirleyici bir rol oynar.
Özellikle bu cerrahi işlemde dikkate alınması gereken noktalar:
- Burun anatomisi ve fonksiyonlarına hakim olmak
- Kritik yapılara zarar vermeden hassas bir cerrahi uygulama yapmak
Ayrıca hastaların operasyon sonrası talimatları titizlikle uymaları gerekmektedir. Böylece iyileşme süreci hızlanır ve olası komplikasyon riskleri azalır. Hastanın cerrahi ekiple sürekli iletişim halinde olması herhangi bir sorunun erken fark edilmesini sağlar. Yapılan çalışmalara göre memnuniyet düzeyleri yıllar boyunca yüksek kalmıştır bu da rinoplastinin etkinliğini kanıtlar.
İstanbul, Türkiye’de 2024 yılında Ortalama Burun Estetiği Fiyatları Ne Kadar ?
Burun Estetiği fiyatları, çeşitli faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Örnek vermek gerekirse;
- Coğrafi Bölge
- Ameliyatın yapılacağı özel hastane
- Kullanılan teknoloji
- Cerrahın Deneyimi ve Uzmanlığı
Sıkça Sorulan Sorular
Burun estetiğinde yaş sınırı vardır. Kadınlar için ideal yaş yaklaşık 18 erkekler içinse yaklaşık 20 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşlar burun yapısının büyük ölçüde gelişimini tamamladığı ve stabil olduğu dönemlerdir. Böylece ameliyat sonrası burun formu kalıcı olur. Ayrıca erken yaşta yapılan rinoplasti büyüme devam ederken istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle ideal yaş sınırları cerrahi müdahale için öneme sahiptir.
Burun eti operasyonları burun tıkanıklığı operasyonları ve burun estetiği operasyonları aynı anda yapılabilir. Ayrıca bu operasyonların bir arada uygulanması hem fonksiyonel hem de estetik açıdan faydalıdır. Böylece septum eğriliği gibi nefes alma problemlerine yol açan sorunlar da çözülebilir. Üstelik bu kombinasyon hastanın iyileşme sürecini tek bir operasyonla tamamlamasına olanak tanır. Dolayısıyla bu tür cerrahi müdahalelerin aynı anda gerçekleştirilmesi mümkündür ve avantajlıdır.
Evet burun estetiği ve kepçe kulak ameliyatı aynı anda yapılabilir. Bu sayede hastaların birden fazla narkoz almasına gerek kalmaz. Ayrıca tek bir operasyon süreciyle iyileşme süresi de kısalır. Aynı seansta burun estetiği ile diğer estetik girişimler de yapılabilir. Böylelikle hastalar birden fazla ameliyatın getirdiği stresi yaşamazlar. Bu kombinasyon sayesinde estetik sonuçlar daha hızlı ve verimli bir şekilde elde edilir. Sonuç olarak tek bir operasyonla istenilen tüm estetik müdahaleler gerçekleştirilebilir.
Kemerli burun, burun kemiği ya da burun küçültme ameliyatları zorlu ameliyatlardır. Ancak cerrahların deneyimi ve kullandıkları teknikler bu süreci kolaylaştırır. Bu tür ameliyatlarda cilt kemik ve kıkırdak yapısının farklılıkları önemli bir rol oynar. Cilt yapısı ince olan hastalarda cerrahların daha dikkatli davranması gerekir. Sonuçta ameliyat sonrası şişlik ve morlukların oluşumu hastanın özelliklerine göre değişebilir. Eskiden kullanılan pamuklu tamponlar yerini daha rahat ve ağrısız silikon tamponlara bırakmıştır.
Burun estetiği ameliyatı genellikle genel anestezi ile gerçekleştirilir. Lokal anestezi cerrahi sırasında hastanın duyabileceği sesler ve işlemler nedeniyle olumsuz etkiler bırakabilir. Bu nedenle burun estetiği ameliyatlarının genel anestezi altında yapılması daha uygun ve güvenlidir. Genel anestezi hem hasta hem de doktor açısından daha rahat bir ameliyat süreci sağlar. Lokal anestezi ile yapılan burun estetiği hastanın psikolojik olarak etkilenmesine neden olabilir. Bu yüzden genel anestezi tercih edilmelidir.
Burun estetiği ameliyatı öncesinde hasta bazı önemli hususlara dikkat etmelidir. İlk olarak ameliyattan bir gün önce duş almalı ve yüzünü antibakteriyel sabunla yıkamalıdır. Ameliyat günü kesinlikle makyaj yapmamalıdır. Ayrıca ameliyat günü rahat kıyafetler tercih etmeli ve takı takmamalıdır. Ameliyat öncesinde en az 6 saat boyunca yemek yememelidir. Sigara ve nikotin kullanımı ameliyat sonrası iyileşmeyi olumsuz etkileyebileceğinden bu alışkanlıkları ameliyat öncesinde azaltmalıdır. Kronik rahatsızlıkları olan hastalar ameliyat öncesinde doktorlarıyla detaylı bir görüşme yapmalıdır.
Burun estetiği ameliyatları her mevsim yapılabilir. Ancak ameliyat sonrası süreç dikkate alındığında kış ve ilkbahar mevsimleri daha çok tercih edilir. Bu dönemlerde iyileşme süreci daha rahat geçer. Yaz mevsiminde ise hastalar ameliyat sonrası ödem ve kanama gibi sorunlarla daha fazla karşılaşma ihtimaline sahiptir. Sonuç olarak rinoplasti ameliyatı için en uygun mevsimler kış ve ilkbahar aylarıdır. Bu mevsimlerde iyileşme süreci daha rahattır.
Burun estetiği ameliyatları kişinin mevcut durumuna göre değişmekle birlikte genellikle 2 ila 2,5 saat sürmektedir. Operasyonun süresi hastanın burun yapısına ve cerrahın uygulayacağı tekniklere göre belirlenir. Ancak bu süre ortalama olarak bu aralıktadır. Genel olarak bir burun estetiği ameliyatının tamamlanması için 2 ila 2,5 saat gereklidir. Bu nedenle ameliyat süresi kişiden kişiye değişebilir.
Burun ameliyatlarından sonra koku alma kaybı olabilir. Özellikle ameliyat sırasında yapılan değişiklikler koku alma fonksiyonunu etkileyebilir. Ödem ameliyat sonrasında koku alma sinirlerine basınç yaparak geçici koku kaybına yol açabilir. Genellikle ödem 6-12 hafta içinde geçer ve koku duyusu normale döner. Ancak bazı durumlarda koku alma yetisinde kalıcı azalmalar yaşanabilir. Bu durum özellikle ameliyat sırasında burun içinde darlık oluşturulan bölgelerde daha sık görülür. Dolayısıyla ameliyat sonrası koku alma duyusunda değişiklikler yaşanması mümkündür.
Burun ameliyatından sonra hasta genellikle 5 ile 7 gün içinde belirgin ödemden kurtulur ve şişlikler büyük ölçüde azalır. Ancak burundaki ödemin tamamen inmesi ve burnun son halini alması ince derili kişilerde 6 ile 12 ay sürer. Kalın burun derisine sahip bireylerde ise bu süre 1 ile 2 yıl kadar uzayabilir. Bu süreç boyunca hasta dikkatle takip edilmeli ve doktorun önerilerine uyulmalıdır. Böylece iyileşme süreci daha sağlıklı ve sorunsuz ilerler.
Burun estetiği başarılı bir şekilde uygulanmışsa uzun yıllar bozulmadan kalır. Kişi estetik operasyonu sonrası yeni burun şekliyle yıllarca rahatlıkla yaşayabilir. Özellikle ameliyattan sonra 12-15 ay geçmiş ve her şey yolunda gitmişse ilerleyen yıllarda burunda değişiklik olmaz. Ancak cilt yapısına göre bu süre değişebilir. Geçen bu sürenin ardından burunda kalıcı bir deformasyon yaşanmaz. Sonuç olarak burun estetiği kalıcı bir çözüm sunar ve yıllar içinde bozulma ihtimali düşüktür.
Burnun kemik kısmında eğrilik veya çıkıklık olması kıkırdak yapısında şekil bozuklukları gözlenmesi burnun aşırı büyük olması gibi durumlar burun estetiği ameliyatı için sebepler arasında yer alır. Ayrıca burun yapısında asimetriklik olması burun estetiği gerektiren durumlar arasındadır. Ancak bu ameliyatlar kişinin estetik ve fonksiyonel beklentilerine göre değerlendirilir. Bu nedenle burun estetiği ameliyatı genellikle burnun görünümünü ve işlevini iyileştirmek isteyen kişilere yapılır.
Burun estetiği ameliyatından sonra genellikle 3. veya 4. günden itibaren normal günlük aktivitelere dönülebilir. Ancak işe dönüş süresi kişisel faktörlere bağlıdır. Bu nedenle doktorun önerilerine dikkatle uyulması büyük önem taşır. İyileşme süreci her bireyde farklılık gösterir ve bu süre zarfında doktorun tavsiyelerine uyulması iyileşmeyi hızlandırabilir. Ayrıca ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken hususlara özen gösterilmelidir. Dolayısıyla burun estetiği ameliyatı sonrası işe dönüş süresi bireysel olarak değişir ve doktorun yönlendirmeleri doğrultusunda hareket edilmelidir.
Burnun estetik ameliyatı sonrasında tam şeklini alması 1 ile 2 yıl arasında sürer. Bu süre boyunca doktor tavsiyelerine uymak ve düzenli kontrolleri aksatmamak önemlidir. Ameliyat sonrasında sabırlı olmak ve iyileşme sürecine dikkat etmek gereklidir. Ayrıca burun dokularının tamamen iyileşmesi zaman alabilir ve nihai sonuçları görmek için beklemek gerekir. Bu süreçte dikkatli olmak ve doktorun önerdiği bakım rutinlerine sadık kalmak gerekmektedir.